4 Ocak 2012 Çarşamba

Filmlerdeki Karizmatik Kötücül Karakterler

Özellikle Amerikan ve İngiliz filmlerinde her zaman bir karizmatik kötü karakter yaratılır. Bu kötücül karakter tüm film boyunca milleti tokatlar, millete ayar verir. Fakat biliriz ki filmin sonunda başroldeki iyicil ve asil karakter onu alt edecektir.


Şimdiii, ben özellikle eski çağlarda geçen savaş filmlerini severim kılıçlı, kalkanlı. Fakat bu filmlerin çok klişe bir özelliği vardır ki kaslı, yakışıklı ana karakterimiz her zaman hafif çirkin gibi ama karizmatik kötü karakteri son savaşta ufak yaralar alarak döver, tokatlar ve son noktayı koyar. Bu olay o kadar sık oluyor ki izlediğim tüm filmlerde kötü olarak yansıttıkları tarafı tutuyorum ve hep kaybeden taraf kötüler oluyor. Ya bir kere de sosyal mesajı, ahlaki öğütlerinizi bir kenara bırakıp, şöyle barbar abiler, amcalar iyileri bir paketlese ne hoş olacak.Hayır bir de şimdi barbar olarak gösterilen karakter hep ayı gibi yemek yer, kızlara pandik atar,inançlara saygı duymaz ya da meşe palamuduna tapar ve sırf zevk için kötülük falan yapar. Genelde bu barbarlar ya doğulu olur ya da kuzeyli. Yani demeye çalıştığım bu barbar kimlikler ağırlıklı olarak batı dünyasının dışındakilere atfedilen özelliklerdir. Diğer yandan iyi taraf çağdaştır ve inançlıdır. İyi taraf genellikle batının aklını ve ilmini temsil eder. Ahlaklıdırlar, inançlıdırlar, şekillidirler ve iç dünyaları sürekli yansıtılıp seyirciyle özdeşleştirilmeye çalışılır. Bu karakterlerin babasının Hataylı olduğundan tutun, kayınçosunun Yozgatlı olduğuna kadar biliriz. Ayrıca bu iyicil olan karakterler aşkın değerini bilirler ve filmin gözde pilicini kaparlar.

Konuya şaka gibi başladım ama dev bir film endüstrisi var ve bu endüstride sürekli olarak bir taraf barbar, bir taraf özgürlüğün ve çağdaşlığın savunucusu olarak gösteriliyor. Bu şekilde bariz farklar ortaya koymayan Braveheart ve Troy filmini bu yüzden ayrı bir severim. Roma ve İngiltere artık bizi barbarlardan korumasa daha mı iyi ne.

Son olarak da, Quentin Tarantino bir savaş filmi çekse acaba iyicil olan karakteri zart diye filmin başında öldürtür mü acaba bunu merak ediyorum. Şöyle erdemli, soğukkanlı,soylu ve karizmatik karakterimiz filmin 10.dakikasında haybeye törensiz, ritüelsiz ölse fena mı olur.

2 Ocak 2012 Pazartesi

Nba'deki Türk Oyuncular

Türk oyuncuların Nba'e gitmesi ilk olarak Mirsad Türkcan'la başladı. Mirsad gençliğinde Avrupa'nın en iyi forvetlerindendi. Euroleague'de ribaund kralı olmuştu hatta Euroleague tarihinde en çok ribaund alan oyuncu da olabilir. Sonrasında İbrahim Kutluay, M.Okur ve Hidayet Nba'e gitti. Mirsad ve İbrahim çok süre alamadı ve Nba'de çok başarılı olamadılar. Ama M. Okur ve Hidayet başarılı oldular ve hala oynamaya devam ediyorlar. Hidayet de, Okur da Nba'de fiziğin ne kadar önemli olduğunu bildikleri için fiziklerini güçlendirdiler. Fakat her ikisi de çok atletik basketçiler olamadılar. Muhteşem şut kabileyetleri ve oyun görüşleri onları Nba'de başarılı kıldı. Atletik olarak çok patlayıcı oyuncular olmadılar. Şöyle uçmalı kaçmalı pek smaç basmadılar.

Türkiyedeki yeni dönem oyuncuları fiziklerini daha ön planda tuttular. Semih gibi, Ömer gibi oyuncular kazma olmalarına rağmen, boylarıyla, defanslarıyla ve sertlikleriyle Nba'de rotasyon oyuncuları olmayı becerdiler. Ömer de Semih de hiç bir zaman bir Mokur ya da Hido gibi yıldız olamayacak. Diğer yandan Ersan da çok istikrarsız bir oyuncu. Hidayet gibi olabilme şansına sahip ama Hidayet gibi akıllı bir şekilde oyunu okuyamıyor ve öz güven eksikliği var. Şutlarında bir türlü istikrar yakalayamadı Ersan ve bu saatten sonra da büyük bir oyuncu olacak umudunu vermiyor. Benim düşünceme göre Milwaukee Ersan'a yeterince şans verdi fakat Ersan bu şansı verimli kullanamadı. Gerçi bakarsın Ersan'da Burak Yılmaz gibi kendi takımını bulunca patlar. Ama bana düşük bir ihtimal gibi görünüyor.


Şuan için Hidayet ve Memo 31-32 yaşında ve fizik olarak zayıflamış görünüyorlar. Bu saatten sonra Hidayet, oynarsa Howard sayesinde final oynar,ortalama 10-15 sayısını atar başarılı Nba kariyerini gene iyi bir çizgide sürdürmüş olur. Fakat diğer yandan Memo Nba'in şuan için en ruhsuz kadrosuna dahil oldu. Deron Williams'tan mucize bekleyen New Jersey sezona çok kötü başladı. Tıpkı geçen sezonun sonunda olduğu gibi gene kötü sonuçlar alıyorlar.



Şuan için en heyecan verici Türk Nba oyuncusu Enes Kanter benim için. Diğer Türk uzunlarında olmayan bir yeteneğe sahip kuvvetli, kendi şutunu yaratabiliyor ve eli düzgün. Ayrıca iyi de bir ribaundçı daha ilk Nba maçında Lakers'a karşı 11 ribaund aldı. Ayrıca diğer Türk oyunculara kıyasla çok sert ve güçlü. Hidayet ve Memo'dan sonra Nba'de iyi bir kariyer yapacak oyuncu muhtemelen kendisi. Sırtı dönük güzel post-up oyunları var. 9 Ocağa kadar maçları Nba.com'dan beleş izleyebiliyorsunuz Nba League Pass'la haberiniz olsun.