25 Haziran 2014 Çarşamba

Yahu

Neredeyse dünyanın bütün erkekleri
Erkeklerle konuşup kadınlarla yatarlar
Eğer kadınlar bu durumdan rahatsız değiller ise
Keyifleri bilir yahu;

22 Haziran 2014 Pazar

Öküzlük üzerine


İnsanları fazla ciddiye almadan kendi işinde gücünde olan hayvanları seyretmeyi severim. İnatla kendi yaşamaları gerektiği gibi yaşamaya çalışırlar. Zamanla bazı şartlara adapte olabilirler lakin, gözümüzün önünde insana dönüşmez ve hep hayvan kalırlar.

Bu hikayedeki karakterlerin gerçek insanlarla ilgisi tabi ki vardır. Nasıl olmasın?... aynı havayı soluyoruz :)

21 Haziran 2014 Cumartesi

bahçe kapusu

Viciğğrikkk... diye açıldı bahçe kapısı. ses seda yoktu. evde kimse var mıydı? hala burada oturduğundan emin olmak için gözleriyle kanıt aradı. bahçedeki sevimsiz plastik terlikleri görünce derin bir nefes çekti. ah bir de şu terlikleri giymese. o güzel ayakları petrol artığıyla sarmalamak ziyan oluyor.

8 seneye yakın, karaya yok denecek kadar az ayak basmıştı. her sefere çıkışı öncesi bu eve uğramak istiyordu fakat her defasında vazgeçiyordu. birkaç sefer evin yan sokağına kadar yürümüş sonra vazgeçip bambaşka sokaklara girip kaybolmuştu. bazı sokakları geçerken kafası karışmıştı. kaybolduğunu bile düşündüğü oldu. o gecenin sonunda kendini bir parkta bulmuştu. gözlerini düşünerek oturduğu parktaki soğuk, sabit duran şeylere saygı ve merhamet göstermedi. sabah otele giderken montunun ceplerinde akan sümüklerini sürecek bir kumaş parçası aradı durdu.

nihayet bugün bu eve gelmeyi başarmıştı. buraya gelmişti. yıllardır ıkınıp sıkılıp içine dert olmuştu. gözlerini düşünmek için tekrar göz kapaklarını indirdi. bahçenin ortasında dikilmiş gözlerini kapatıyordu. hatırlayamadı!? hatırlayamadı. hayır. kafasında canlanan bir gözler vardı ama bu gözler o gözler değildi. bambaşka çeşit çeşit ayrı ayrı gözlerdi. nefis bir neşe yayıldı ayaklarından şakaklarındaki sinirlere kadar. bahçe kapısını tekmeyle açıp evden mümkün olduğu kadar uzağa koştu. denize koşuyordu. koşarken de bir yandan montunu çıkarmaya çalışıyordu. üstündeki elbiseleri de sırayla, yavaş yavaş sokağa sağa sola atıyordu. denizin kokusunu almaya başlamıştı bile. suya 5 nefeslik koşu kaldığında kıçında sadece donu kalmıştı. donunu da tereddütsüzce sıyırdı ve attı. kollarını açarak bütünüyle kendini denize bıraktı. sırt üstü uzandı denizin serincene sularında. keyfi gıcır. göz kapaklarını araladığında güneş gözünü alıyordu. kahkaha ile gülmemek için kendini zor tuttu.