1 Mayıs 2012 Salı

Kasıyo

Babası da saatçiydi. Zaten babası saatçi olduğu için saatçiydi. Sonuçta saatçiydi. Dedesinin de saatçi olduğu söylenir ama aslen marangozdu. Diğer yandan dedesi illa ki saat kullanıyordur. Vaziyet bu. Saatçiyi açmak için uyandı yüzünü yıkadı çapak, salya ve benzeri gündelik atıkları temizledi. Peynir,ekmek,zeytin üçlüsünü de mideye katarak evden çıktı. Dükkan eve 10 dakikaydı gazete almak için bakkala uğrarsa 12 dakika. Dükkana yürürken öğlen gitmek zorunda olduğu toptancı aklına geldi. Gitti dükkanı açtı. Saatlerine,gözlüklerine bir göz attı. Artık saatçiler traşlı gevur modellerin gözlük reklamlarıyla dolup taşıyordu.Saatleri hiç sevmezdi lakin çok dakik biriydi bu yazının karakteri. Hep insanların neden en az 2 tane saatle (cep telefonu, kol saati)dolaşmayı, neden zamanın tasmasıyla dolaşmak istediklerini anlayamazdı. Her sattığı saatten sonra enayi derdi müşterisine içinden. Ayıptı onun yaptığı da. Duvar saatleri, kol saatleri, cep telefonu saatleri, dekoder saatleri, bilgisayar saatleri, hesap makinesi saatleri, güneş saatleri, kum saatleri, başucu saatleri, cep saatleri... Bu saatler insana boşluk bırakmayıp sürekli çalışıyorlardı ki saatçi işten kaçamıyordu. Saatler her yerde peşindeydi. Otogarda, istasyonda, otobüste.metrobüste... Toptancıya gitmek için dükkanı kapattı. Yoldan geçen bir adam saati sordu, adama kafa atmamak için kendini zor tuttu.Adama dik dik bakarak yoluna devam etti. Akbil bastı, metrobüsün kapıları açıldı millet birbirini itip kakıyordu .Metrobüse binmeye çalışan bir adam kapıdan geçerken omuz attı. Adama bir derdi olup olmadığını sordu adamın annesine gazel yazdı ve yerine oturdu. Kafasını kaldırınca sonraki durak bıdı bıdıdır anonsunu duydu. Durakları yazan ekranın durak isimleri yanında saati de okudu. Saatin 12:34 olduğunu algılamamak için hızla kafasını çevirdi. Birden ayağa kalkıp elini beline götürdü silahını çekti çıkardı ve "herkes şu sikik telefonlarını kapatsın yoksa önüme geleni vururum ki gayet nahoş bir vaziyet olur" diyerek absürd bir uyarıda bulundu. Herkes telaşla telefonlarını çıkarıp kapatmaya çabaladı. İki el ateş sesi duyuldu metrobüste, saati gösteren metrobüs ekranları artık duman tütüyordu. Bir anlığına zamanın dışında olduğunu hissetti. Sonraki durakta kendisini bekleyen polislerin sesini duyunca gülümsedi, hücresinde duvar saati olmamasını talep edecekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.