23 Ağustos 2012 Perşembe

Jölenin toplumsal etkisi

Bir ara hiç bir popçu jölesiz kamera karşısına çıkmıyordu dolayısıyla velet de bakkala jölesiz gitmiyordu. 90'lı yıllarda jöle satışları birden bire patlamıştı, nineler dedeler bile "oğlum! kızım! bana bakkaldan o cöle midir nedir ondan al gel" demeye başlamıştı. Neyse ki bir hevesti geçti. Milletin kafada saç kalmayınca biraz akıllar başa geldi. Moda işte böyle bir şeydir. Ünlü simalar, modacılar, popüler figürlerin yaptığı, giydiği, söyledikleri moda olur ve yeni bir akım (trend) ortaya çıkar. Bu akım/moda gittikçe yayılır ve halka iner. İlk önce ekonomik durumu iyi olanlar bu modalara ulaşabilir. İlk etapta o modaya ulaşabilmek bir ayrıcalık olarak görülür. Bir süre sonra bu modanın korsanı, ucuzu, kopyası çıkar ve tüm halka yayılır. Şapka devrimi gibi ya la. İki gün önce sende fes giyiyodun şimdi taktın kasketi, şapkayı hemen götün kalktı Gürbüzhan oğullarından Oğuz bey. En nihayetinde, popüler figürler herkesin bu moda akımını takip etmesinden rahatsız olup tekrar "farklı" bir moda ile çıkagelir. Bu döngü böyle sürer gider. Ünlü olan giyer moda olur, ekonomik geliri iyi olan benzerini alır, daha sonra kopyaları çıkar fiyatlar düşer herkes alır, sonra hoop moda değişir kalan moda demode olur, tekrar yeni bir akım ortaya çıkar. Demode kalan "eski" moda artık modern olmaktan çok uzaktır. Bütün halka yayılan moda tabi ki tüm bu süreçlerden geçerken değişime uğrar ve ortaya "apaçi" veya "kro" benzeri olarak etiketlenen modayı pazardan takip etmeye çalışan insan tipleri ortaya çıkar.

Daha önce de sövmüştüm, gene söveceğim "modern" kelimesinin leblebi gibi kullanılması durumuna... Bence modernizm kamyon yazılarının yasaklanıp standartlaştırılması, arabesk müziğin devlet televizyonunca yayından kaldırılıp yer altına inmesidir. Eskileri yad edenin yasaklanması, alaturka diye değerlendirilen kültürün modernden dışlanması idealize edilen düzenektir.

Gelenekselin karşıtı modernmiş gibi algılanmaktadır. Gerçekte ise "modern" kelimesi gelenekselin tam karşıtı bir kavram değildir. "Modern" kelimesi hakkındaki düşüncelerimi aşağılarda bir yerde yer alan "Bir Gün Mutlaka" yazısında yazmıştım sanırsam. Bakayım... evet yazmışım bir şeyler.

Ne demiştim "Modern" kelimesi çok sık ve gereksiz kullanılıyor. Bu şekilde de modern kavramının içi fazlasıyla boşaltılıyor. "Kapitalizm" kelimesinin de "modern" kelimesine benzer bir sıklıkta ve genellemede kullanılmakta olduğunu görüyorum. Abi İddaa'da tek maçtan yattım. Hep o kapitalizm yüzünden. Dayı çay çok koyu olmuş rica etsem biraz açar mısın. Kapitalizmin oyunları. Usta enselerden biraz al, biraz da favorileri düzelt. Uu beybi kappi kappi. Kapitalizmden neden yeni ortaya çıkmış bir kavram gibi bahsediliyor, yoksa milletin kolayına mı geliyor bu şekilde gündelik pratiklere atfetmek. Tıpkı trafikte,gündelik yaşamda gerçekleşen her olumsuzlukta akepeye sövmek gibisinden. Kapitalizm kelimesi çok genel kullanılıyor, tüm kavramların bir bütünü gibi cümle içinde hem özne, hem yüklem, hem de bir fiil olabiliyor. Kapitalizm kapitali kapti. Dünya gezegeni çok kalabalık bir nüfusa sahip olduğu için her saniye olaylar olaylar gerçekleşiyor. Ve biz tüm bu olayları allem edip kallem edip bir şekilde kapitalizme bağlıyoruz. Dünyadaki her türlü olayı kapitalizme bağlama potansiyeline sahibiz. Bir ara Penguen dergiside Emrah Ablak'ın "bence .... insanın kendine yakışanı giymesidir" diye bir bölümü vardı, ona benziyor bu muhabbet. Bence kapitalizm insanın kendine yakışanı giymesidir. Gerçi aslında, bence kapitalizm insan kendisine yakışıp, yakışmadığına bakmadan giyinmesidir o da ayrı.

Neyse ne diyorduk. Kapitalizmin sanata, kültüre, siyasete, spora, ekonomiye ve topluma başka başka yansımaları mevcuttur. Belki de tüm bu alanların ortak yönü sadece hızlı tüketim mantığınca süre gelmeleridir. Gerçi, tüketim konusunu kapitalizmden ziyade postmodernizme bağlamak daha doğru bir davranış olur. Çünkü tüm bu tüketim agresyonunu içeren akım postmodernizmdir. Bilmiyorum belki de değildir hemen bir yargıya varmayalım :) Bakıyorum da hemen gaza geldiniz.


Kapitalizm dünyada yaptıklarımızın temel sebeplerinden ziyade sonuçlarındandır. Dünyada olup bitenin asıl sebebi insan soyudur. Bizim yaptıklarımız doğal bir süreç sonucunda kapitalizmi doğurur. Gerçi sebep sonuç ilişkisi diye de bir şey var. Erotik bir ilişki, yapış yapış, vıcık vıcık, emmeli gömmeli.

Güçlü olma arzusu canlıların özünde var. Alfa erkeği olmak herkesin arzusudur! Kapitalizmin bir getirisi değil! Fakat çağımızda Alfa Erkeği olmanın bir yolu da sağlam nakit paraya sahip olmaktan geçiyor. Para medeniyettir, medeniyettir para. Kahrolsun kapitalizm yaşasın U2! Bono o kolormatik gözlükleri Sümerbank'tan mı alıyor sanıyorsunuz? Dünya barışından ekmek yiyor işte adam. Yazının arasında sosyolojik, demografik ve kentsel ibarelerini sıkıştırsam daha mı uzman gözükürdüm? Yoksa ben de yazının sonunu Michael Sikkofield gibi masona, illuminatiye mi bağlasaydım acaba. Böyle çok ilgi çekici olmadı gibi. Hail Lord Cthulhu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.