22 Ocak 2013 Salı

Tapir insanı


Kalabalık şehir hayatındaki insan, kendini bir başkasından farklı olduğuna inandırma eğilimi içerisindedir. Türlü huylar, alışkanlıklar ve ilginçlikler işte bu aşamada kendisine adeta bir paraşüt olur, günlük hayat akışında onun için hava yastığı görevi üstlenir. Her gün milyonların yürüdüğü sokaklardan farklı şekilde yürümek, gün içinde binlerce kişinin takıldığı kafelerde farklı biçimde davranmayı kendine misyon bilir. Kentlinin bu kendini farklılaştırma çabası fark etmeden huysuz biri olmasına yol açabilir. Bu noktada kişinin kendisine dönüp bakması "noldu lan iyice hayvanın biri olup çıktım az bilinen tarz kafeye ve çok dinlenmeyen ilginç gruba tapar oldum" diyebilmesi gerekebilir. Ha tabi diğer bir yandan da kedi insanı, it insanı, tapir insanı olmaya devam da edebiliriz. Zararı yok.

Bazı alışkanlıklar takıntıya döner. Sabah 2 Türk kahvesi içmeden kendine gelemeyen Merve gibi, malafatı sola yatırmadan evden çıkmayan Hasan da vardır. Tüm bu tür alışkanlıklar biraz kurmaca biraz bağımlılık halinde sürer gider. Fakat Kereviz sevmemeyi bir tarz olarak benimsemek, varoluş çabası içindeki benliğini farklı biçimlendirme sefeberliğinin bir parçası olarak ön plana çıkmaktadır. Bir başka deyişle bir hıyarlıktır. Kendimizi sebzelerle, hayvanlarla tanıtmaya başladıysak biraz odunlaşmış veya hayvanlaşmış olabiriz miyiz diye düşünmeden edemiyorum.




Gene döndüm dolaştım geldim kıyafetlerin lisanına. Giydiğin kıyafet seni anlatır. İlk izlenim çok önemlidir ve buna benzer argüman serileri. Kıyafet tabi ki insanlar hakkında fikir verir, tabi ki bir şekilde sosyal sınıfını yansıtır, lakin Davut Güloğlu iş merkezlerinde fıttırı fıttırı dolaşan beyaz yakalı slim fit severleri utandıracak kadar senedir bu slim fit kesimin müdavimidir. Demem o ki, kumaşa veya kesime göre kişiliğini oluşturman kendini uzaktan akraba olan Hayri emminin içliğini giydiğini farketmen ile sonlanabilir. Tüm bu yazdıklarım ekşisözlükteki slim fit başlığı altında kendini beğendirme çabasında olan paçası kısa ekşicilere gelsin.

Slim fit (dar kesim) 5-6 senedir Türkiye'de oldukça yaygın olan ve yaygınlaşmaya da devam eden paçası kısa bir moda akımdır. Davut Güloğlu da slim fit kesimi kendine ilke olarak benimsemiş Türkiye'de slim fit kesimi özümsüyen öncü isimlerindendir. Kendisi yaklaşık 15 senedir bu kesime uygun biçimde giyinmektedir. Hala daha bu slim fit kesimi bayula bayula giymeye de devam etmektedir. O yüzden slim fit diyince aklıma George Clooney veya Kenan İmirzalioğlu değil Davut Güloğlu gelir. Yıllar yıllar önce Davut Güloğlu'nun kolları kısa parlak gri ceketini gördüğümden beri slim fitin anlamı budur.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.