30 Temmuz 2012 Pazartesi

Motivasyon pompası

JordanKobe mi? Bence ikisi de kendi içinde güzel insanlar. Biri ötekisinden daha iyidir diyemiyorum. İkisi de başarılı topçular. Top cambazları, Nba şampiyonları, yüzük tayfları. Birinin diğerinden daha iyi olması, ötekisinin başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Zaten bu adamları örnek olarak vermiş olmamın ne manası var onu da bilemedim birden geriye dönüp bakınca. Dahası, çok yetenekli basketbolcular halihazırda zaten var diye düşünüp, sokakta basketbol oynayan bir çocuğun "piyasadakiler kadar iyi olamayacağım zaten... koy g.tüne internet kafeye gidiyorum ben!" demesi de bir o kadar manasız. Zaten başarının anlamının bir başkası tarafından takdir edilmek olarak kabul edildiğinden bahsetmek dahi istemiyorum. (Artık çok geç) Başarı bir kenara, senin bu işten ne kadar keyif aldığındır bence asıl olan. Bir işte en iyi olma tutkusu güçlü bir motivasyon kaynağıdır. Doğrudur. İlgili olduğun aksiyonu en iyi şekilde yapma isteği, daha iyi işler ortaya çıkarmana yardımcı olabilir. Lakin, bir işe başlamak için en iyilerin arasına girme şartı yoktur. Gözlemlerime göre(çok uzmanım), bir insan bir işe girerken en iyilerden olmadığını düşünüp olaya girerse, kaybedeceğini, gülünç duruma düşeceğini öngörmektedir. Oysa bütün meslekler ve profesyonel iş alanları, amatör bir şekilde de uygulanmaya devam edilmez ise yeni bir şeyler ortaya çıkması daha uzun süre alır, profesyoneller dışında piyasada hiç bir alternatif ses duyulmaz olur. Bir işi yaparken en iyi şekilde yapmaya çalışabilirsin ama her işe girişirken "ya en iyisini yapayım ya da hiç yapmayayım" mantığı kendinizi manda gibi su kenarında yatarken bulmanız ile sonuçlanabilir. Denemek lazım. Ya tabi aşçı olacağım diye de, bütün bir aileyi yemek pratiği yaparken zehirlemez isen isabetli olur, orası da ayrı.
Gerçek hayatın akışı, bilgisayar oyunu gibi "game over" ve "play again?" tadında olmadığı için, herhangi bir isteğin o an hayata geçirilmesi, sonradan oluşacak pişmanlıkları önleyebilir. Kolpa diem hesabı. "Eğer alnına şirin baba dövmesi yaptırmak istiyorsan, yaptır! içinden geleni o an yap!" değil demek istediğim, fakat senden daha iyisini yapanlar olduğunu düşünüp herhangi bir işi yarıda bırakma bence.Gerçi gene de sen bilirsin hacı. Biz biliyoruz da mı oynuyoruz? O değil de şu Diablo 3'ü Ramazan ayında alıp oynayayım diyordum, hem Ramazan'da ofiste işler hafifler, hem de oyun biraz ucuzlar düşüncesiyle, ama yok arkadaş işler hafiflemediği gibi, gün içinde sera mahsülü gibi cam binalar içinde yaşayan ben-kişisinin ofiste işleri Ramazan ayında daha da yoğun ve can sıkıcı bir hale geldi. Hazır Diablo 3'e özel Ramazan fiyatı yapılmışken başlasaydık iyiydi. Neyse. Kısmet değilmiş. Hiç bir şey için geç değil! İşten erken çıkabilirsem bir D&R'a bakayım. Hemen oyunu alayım, yükleyeyim, sabahlar olmasın!!! Gerçi ben çıkana kadar ohooo, dükkanlar kapanır. Zaten yoruldum da, ben direk eve gidiyim. Güzel bir yemek yapayım. Ya da iki yumurta mı kırsam. Yok, yok direk dışarıdan sipariş veririm. Ya kim gidecek şimdi eve. O taaaaaa 29 dakikalık uzunluktaki yolu... laptop da bozuk ki zaten...yoksa ben tuttuğumu koparır, kafama koyduğumu yaparım...en azından işe girerken insan kaynaklarına öyle demiştim...yalan yok :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.